Rusya’da Devr-i Alem

İsmail Kahraman’ın kalem ve kamerasından; Moskova’dan St. Petersburg’a  İslam Medeniyeti…

Belgesel Yayıncılık, Gebze Gazetesi  ve Devr-i Alem belgesel TV programı yılın gazetecilik olayına  imza atarak Rusya’da İslam Medeniyeti’nin muhteşem geçmişini araştırıp belgeselleştirdi. Rusya’nın Başkenti Moskova’dan, Çarlık dönemindeki başkenti Sen Petersburg  da  belgesel  çekimleri gerçekleştitdi. “Rusya’da Devr-i Alem” adlı yazı serisi ve senaryoyu  yayınlıyoruz.

Tataristan’dan Rusya’ya

Rusya Ortodoks dünyasının merkezi. Halen Yunuanlılarla Ruslar arasında Ortodoksluk liderliği sorundur. Ancak Ortodoks hıristiyanlığın Rusya’ya İslam medeniyetinden 66 yıl sonra gittiği bugün bilinmemekte. Bir başka ifade ile Rusya islamiyetle hıristiyanlıktan 66 yıl önce şereflenmişti. Her yıl haziran ayında Rusya’ya İslam medeniyetinin girişinin yıl dönümü muhteşem törenlerle kutlanmakta.

Rusya’ya İslamiyetin girişinin 1090. yıl dönümü olan 10 Haziran’da Tataristan’ın kültür kenti Bulgar  İdil –Türk İslam Devleti’nin başkenti Bulgar şehrinde 10 Haziran 2012  de törenler düzenlenmekte. İdil(Volga)Yayık, Don, Dinyaster ve Dinyaper  nehirleri bugün fazla hatırlamasak da bizim kültür coğrafyamızın parçası. Tatarlar ise sadece Kırımla özdeşlemekte, aslında Altınordu Devleti’nden sonra bölgede kurulan ve bir çok  Hanlığa ayrılan muhteşem  bir tarih ve medeniyet. Biz kendi kültür coğrafyamıza her nedense fazla önem vermeyiz. Bu coğrafya tıpkı Anadolu gibi Balkanlar gibi bizim tarihimiz ve kültürümüzün bulunduğu yerlerdir.

Ruslar Antalya’ya  Neden Geliyor?

Antalya Demre’deki Aziz Nikola  Kilisesi’nde araştırma yapıp belgesel çektim. Demre  Rusların adeta kutsal kenti ve hacı oldukları yer. Rusların buraya ilgisini görünce Tataristan’a gitme davetini geri çevirmeyerek Tataristan’daki İslam medeniyeti yıl dönümü törenlerini görmeye karar verdim. Bu törenler yıllardan beri yapılıyor. Dünyanın bir çok bölgesinden insanlar törene katılıyor. Son yıllarda Rusya’nın İslamiyet’e önem vermesi ile Ruslar İslam dünyasına açılıyor. Bir zamanlar kominizmin başkenti olan Moskova’da  yeni camiler yapılıyor  Moskova’da ezan sesi  kubbede hoş sedalar bırakıyor. Rus lider Putin İslam konferansı teşkilatına üye bile olmak istiyor. Bugün Rusya İKT’de gözlemci üye.

Rusya’da bugün 40 milyona yakın Müslüman yaşıyor. 8’e yakın Müslüman Özerk Cumhuriyet var. Moskova’da yeni ve büyük camiler yapılıyor. Çeçenistan’da modern büyük camilerin inşaatına Rusya maddi manevi destek oluyor. Gerçekten Rusya’da çok şey değişiyor. Deyim yerindeyse ezber bozuluyor. Daha önce Türk tarihini araştırmak üzere Moğolistan’a giderken Moskova’yı görmüştüm şimdi de bir kez daha  Rusyada islam medenileti ve İdil Türk İslam devletini atırmak üzere Tataristan’a  giderken Moskova’ya  giderek kültür ve medeniyet tarihimizin belgeselini çekeceğim.

Moskova yollarındayız

Rusya’yı daha yakından tanıyıp geçmişin ateist ve komünist Rusya’sındaki gelişmeleri bire bir görüp yerinde yaşadım. Rusya ile ilgili tespitlerim  sizlerle paylaşıyorum.Yıllarca ve halen Amerika ile stratejik ortağız. Ancak Amerika Türk vatandaşlarına adeta 3. sınıf dünya ülkesi muamelesi yapıp  vize vermemekte ısrar ederken, Rusya’nın bugün Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat imkanı tanıması Türk ve Rusya’nın gelecekte her alanda iş birliğini ortaya koyuyor. Türkiye ve Rusya dünya barışı ve  ülkelerin  refahı için güçlerini    birleştirmesi çok önemli. Yıllarca  sıcak ve soğuk savaşlarla, mücade ve gerginliklerle geçen Türk-Rus ilişkilerinin bugünlere geleceği hayal bile edilemezdi. Gerçekten çok güzel şeyler oluyor. Son olarak Almanya’dan sonra Türkiye’ye en fazla turist gönderen ülkenin Rusya olduğunu acaba kaç kişi biliyor. Devr-i Alem  Rusya’da.

Rusya’da Türk İslam Medeniyeti’ni  belgeselleştiriyoruz.

1980 yılı öncesi Komünistler Moskova’ya sloganları atılırdı. Şimdi İslam medeniyetini araştırmak, Ötüken diyarı Orhon Abideleri’ne gitmek istelenler Moskova’dan Moğolistan’a gelmekte. Biz de Moğolistan’daki Türk tarihini ilk Müslüman Türk devletin kurulduğu Tataristan’ın İdil boylarındaki Bolgar Türk İslam devletini araştırmak üzere Moskova’ya gidiyoruz. Rusya’nın başkenti Moskova’ya gidişimizin bir başka önemli nedeni de her yıl, on binlerce turist Antalya’nın Demre ilçesindeki aziz Nikola Kilisesi’ne giderek Ortodoks Hıristiyanlığın dini merkezinde ibadet yapıyorlar. Demre, Ortodoks Rus Hıristiyan alemi için çok anlamlı. Ruslar, Demre’ye önem verirken Türk-İslam tarihinde çok önemli yeri olan 1123 yıl önce İslam Medeniyeti’nin Rusya coğrafyasında Tataristan’ın İdil boylarında kurulduğunu bilmiyoruz, İdil Bolgar Türklerinin her yıl İdil Nehri kenarındaki İdil-Türk-Bolgar İslam Devleti’nin başkentinde ki 10 Haziran’da yaptıkları muhteşem anma toplantılarından habersizler.Her nedense Rus-Ortodoks Hıristiyanların Antalya’nın Demre ilçesine verdiği önem kadar bizler de bugün Rusya coğrafyasındaki İdil-Türk İslam devletinin kurulduğu yerlere önem vermeliyiz. Devri Alem ve Belgesel Yayıncılık olarak tarihe not düşme adına Türk-İslam Medeniyeti’ni araştırmak üzere Rusya’nın başkenti Moskova’ya gitmeden kameralarımızı önce Antalya’nın Demre ilçesindeki Aziz Nikola Kilisesi’ne çeviriyoruz.

Ruslar için Antalya Demre Neden Önemli?

Antalya’nın Finike yakınlarındaki Demre ilçesinde yüzyıllardan beri Rus Ortodoks Hristiyanların büyük ilgi gösterdiği, her gün yüzlerce turistin akın akın ziyaret ettiği Aziz Nikola Kilisesi’nin bulunduğu Demre’deyiz. İstanbul’un fethinin Kurtuluş yıl dönümü dolayısıyla Antalya Kumluca Belediyesi’nin düzenlediği Fatih ve fatih ruhu konulu konferansa katılmak üzere Kumluca’dayız. 3 bine yakın Kumlucalı’nın katıldığı Kent Meydanı’nı dolduran Antalyalılara Fatih Sultan Mehmet’in fethettiği coğrafya ve Fetih ruhunun önemini anlattıktan sonra Demre’ye gittim. Demre adeta Rus turistlerin istilasına uğramış, yüzlerce otobüs, binlerce turist. Her gün Antalya’dan Demre’ye akın akın gelip, Aziz Nikola Kilisesi’nin ziyaret ediyorlar. Sıcak denizlere inme hayaliyle asırlar önce bu Kilise’yi kendilerine üs edinen Ruslar, bugün bu emellerinden vazgeçmiş değiller. Her yıl Antalya’ya gelen milyonlarca Rus Turist mutlaka Demre’ye gidiyor. Bu kiliseyi ziyaret ederek kendilerine göre hacı oluyorlar. Kilise, son olarak Rus Çariçesi tarafından 1800’lü yıllarda restore edilmişti. Bugün Rusya Devleti buraya büyük önem veriyor. Heykeller yapıp, toplantılar düzenliyorlar. Rus Devleti gizli olarak Rusların mutlaka Demre’ye gitmesini teşvik ediyorlar. Demre’nin cadde ve sokaklarındaki tabelalar Rusça. Her yerde Aziz Nikola ve Noel Baba resimleri var. Kilise’ye gelen Ruslar, çocuklar ve gençler kendilerinden geçerek burada ayinler düzenliyorlar. Rusların buraya akın akın gelmesinin altında önemli siyasi nedenler olduğuna da inanıyorum. Sıcak denizlere inme hayalini hiçbir zaman terk etmeyen Ruslar, bu vesileyle buralara geliyor ve insanlarını bu bölgeye yönlendiriyorlar. Geçmişte Demre yolu üzerindeki Elmalı’ya Osmanlı Devleti, Sinan-ı Ümmiler ve başka gönül sultanlarını yerleştirerek Rus misyonerliğinin önüne geçmişlerdi. Bugün Türkiye’deki bazı büyük holdinglerin Demre ve Aziz Nikola Kilisesi’ne verdikleri destek ve maddi katkı Rus yayılmacılığına destek olarak algılanıyor. Biz Devri Alem TV programlı ve Belgesel Yayıncılık olarak Antalya Demre’deki aziz Nikola Kilisesi’ne Rus ilgisini yerinde araştırıp tespit ettikten sonra kameralarımızı şimdi  Rusya’nın başkenti Moskova’ya çeviriyoruz.

Türk-İslam tarihini araştırmak üzere Moskova’dayız

Rus Hava Yolları’na ait uçakla, 3 saatlik hava yolculuğundan sonra Rusya’nın başkenti Moskova’dayız. Moskova’ya gitmeden ne Orhan Vadisi’nin bulunduğu bugünkü Moğolistan Devleti’ndeki Ötüken diyarına gitmek, ne de ilk Müslüman Türk devletinin kurulduğu Tataristan’ın İdil boylarındaki İdil-Türk-Bolgar devletinin izlerini araştırmak mümkün. Çünkü bu bölgelere ancak Moskova üzerinden gidebiliyoruz. İnşallah gelecekte hem Moğolistan’a hem de Tataristan’a direk uçak seferleri olur.  Moskova yolunda Rusya tarihi ve Moskova ile ilgili bilgileri okuyoruz. Moskova bir zamanlar Tatar-Kazan hanlığı’na bağlı küçük bir devletçikti. Birlikte okuyalım.

Moskova Tatar Kazan Hanlığı’na bağlıydı…

Tatar Altın Ordu Devleti’ne bağlı  Moskova Knezliği (1340 – 1547)

Başkenti      : Moskova

Resmi dili   : Rusça

Dini             : Rus Ortodoks Kilisesi

Yönetim      : Monarşi

Knez

 – 1340–1353 Simeon Gordyi

  – 1533–1547 IV. İvan

Tarih

  – Kuruluş tarihi 1340

  – Yıkılış tarihi 22 Ekim, 1547

Rusya Tarihi

Moskova Knezliği ya da Moskova Dükalığı, Rusya toprakları içerisinde kurulmuş Moskova merkezli devlettir. Başlangıçta Altın Orda Devletine bağlı olan Moskova Prensliği Vladimir-Suzdal Knezliği’nin halefi olup, 1340-1547 yılları arasında hüküm sürmüştür. Çar III. İvan’ın reformları ile knezlik gelişmiş ve Rus Çarlığı adını almıştır. Çar olarak bilinen ilk hükümdar Korkunç İvan olmuştur.

Rusya’nın Başkenti Moskova

Moskova Rusya Federasyonu’nun başkenti.Şehir merkezinde 10.406.578’lik nüfusa sahiptir. 1081 km² Rusya’nın iki federe şehrinden biridir. Moskova nehrinin içinden geçtiği bu şehir Dünya’nın en yoğun işleyen mimarisi ile ünlü metro sistemine sahiptir. 1980 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapmıştır. Moskova’da yaşayan milyarder sayısı diğer dünya şehirlerden fazladır. Bu da en çok milyarderin yaşadığı şehir ünvanını getirmiştir. 2007 ylı istatistiklerine göre dünyanın en pahalı şehirleri listesinde 1. sıraya yerleşmiştir. Eğitim, bilim alanında birçok kuruma sahip çıkar. Ayrıca Eurovision 2009’a ev sahipliği yapmıştır.

Moskova Rusya’nın Avrupa merkezinde, Oka ve Volga Nehirler arası, Smolensk-Moskova sırtları (batıda), Moskvoretsko-Okskaya ovasında (doğuda), Meşçyora çukureli (Güney-Batıda) kavşağında bulunur. Şehir alanı 2006 yıllının verilere göre 1081 km, bu da Rusya federasyonunda şehri en küçük yapar. Ortalama deniz yüksekliği 156 m. oluşturur.

Moskova ılımlı kara iklimi altında, güçlü don ve yıkıcı sıcaklıklar oldukça seyrek, ancak normdan uzaklaşma sıkça görülür.

Devr-i Alem Moskova’da

Rusya’nın başkenti Moskova hava limanına  iner inmez Moskova’da Devri Alem diyerek cadde ve sokaklara çıkıyoruz. Moskova’daki ilk durağımız Kızıl Meydan.. Sadece Rusya’nın kalbinin attığı yer değil, kızıl meydan bugün Tür-İslam coğrafyası, Kafkaslar ve Rusya coğrafyasının da kalbinin attığı yer. Soğuk savaş döneminde dünyanın gözü kulağının olduğu bölge. Bugün bile Putin sayesinde dünya ülkeleri üzerinde varlığını hissettiren yer. Moskova’daki ilk durağımız Kremlin Sarayı’nın bulunduğu Kızıl Meydan. Televizyonlarda izleyip. Fotoğraflarını gördüğümüz Kızıl Meydan gerçekten devasa Rus mimarisiyle yapılan binalarla dolu. Devlet başkanlığı binası, Ortodoks kiliseleri, kiliseler, tarihi binalar, Cumhurbaşkanlığı Sarayı, alışveriş merkezleri ile Kızıl Meydan dünya turizminin de kalbinin attığı yer. Dünyanın birçok ülkesinden milyonlarca turist Kızıl Meydan’ı ziyaret ediyorlar. Kızıl Meydan’ın kalbi de Ortodoks kiliselerinde atıyor. Bölgedeki her kilisenin ayrı bir anlamı var. Kiliseler Ortodoks Hıristiyanlığın başkentinin de Rusya ve Moskova olduğunu gösteriyor.

Kızıl Meydan’da ve Tarih müzesindeyiz.

Kızıl Meydan’da bizim ilgimizi Rusya tarih müzesi çekiyor. Bu müze sadece Rusya tarihi değil, dünya tarihini de anlatan bir yer. Müzeyi gezerken adeta dünya tarihini yeniden yaşıyor, tarihin labirentli koridorlarında dolaşarak tarih seyri yapıyorsunuz. Müzede birçok orijinal eser bulunuyor. Müzeyi adım adım gezip belgesel görüntüler ile tarihe not düşüyoruz.

Kızıl Meydan’dan ayrıldıktan sonra trafiğin keşmekeş olduğu caddelerdeyiz. Moskova tezatlar bölgesi de. Sosyalizmin başkenti olmasına rağmen dünyanın en zengin insanları Moskova’da yaşıyor. Moskova’yı yakından tanımak için caddemler, sokaklardan  ve en önemlisi  tarih ve kültürü iile ünlü Moskova Metrosun’da devam ediyoruz. Moskova metrosu, metrodan çok adeta yaşayan bir tarih, sanat ve galeri merkezi. Moskova metrosunu gezmeden  Moskova’yı tanımak ve anlamak mümkün değil. Moskova’ya gezmeye devam ediyoruz.

Moskova’da  savaş müzesini geziyoruz

Moskova’daki şimdiki durağımız İkinci Dünya Savaşı’nda ölen Rus askerler anısına ölen yapılan Zafer Parkı’ndayız. Moskova’nın tam merkezinde kurulan bu parkta değişik ağaç türleri, 2.dünya Savaşı’nda ölen askerler adına dikilmiş. Zafer Parkı’nda gezerken başörtülü öğrenciler dikkatimizi çekiyor. Tataristanlı olan bu kız öğrenciler ile konuşuyor, Tatar hanı Sümbike hatun ile ilgili bilgiler de alıyoruz. Parkın içerisinde büyük bir bina yapılmış. Binanın İkinci Dünya Savaşı müzesi olduğuna inanıyoruz. Özel izin alarak savaş müzesini geziyoruz. İkinci Dünya Savaşı ile ilgili birçok savaş malzemesi, araç ve belgeler sergileniyor. Müzenin özel bölümlerini de savaş anlatan müthiş tablolar yapılmış. Görüntü ve ses efektiyle savaş canlandırılmış. Rusların ikinci dünya savaşındaki verdiği mücadele tablolara yansımış. Savaş müzesini adım adım gezerek tabloların belgesel görüntülerini çekiyoruz. Bizim çekim yaptığımız sırada bir İran TV ekibi de müzede çekim yapıyordu. Savaş müzesinde beni en çok İkinci Dünya Savaşı’nda ölen Rus askerlerinin isimlerini yer aldığı bölüm etkiledi. Oldukça büyük salonun duvarlarında savaşta ölen Rus askerlerin isimleri tek tek mermer kitabeye yazılmış. Aralarındaki Müslüman askerlerin adları dikkatimi çekiyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Rus ordusunda çok sayıda Müslüman askerinde öldüğü acı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Müslüman askerler adına yapılan Camiideyiz.

“ Rusya’da ezan sesi”

Moskova’da benim en çok ilgimi çeken yer, camiiler ve dini müesseseler. Moskova’da birçok cami var. Tarihi camiler yeniden restore ediliyor.İkinci Dünya Savaşı’nda ölen Müslüman Rus askerleri Çin Zafer Parkı yanına muhteşem bir cami yapılmış, kırmızı tuğladan tek minareli yapılan cami yeşillikler içerisinde muhteşem bir tabloyu yansıtıyor. Cami Rusya’da yaşayan Müslümanların huzur bulduğu yer. Cami görevlileri ile görüşüp camide yapılan bir nikâh merasimine de şahitlik yapıyoruz. Camide ibadetini yapan bazı Müslümanlarla konuşuyor. İmamın cami içinde okuduğu ezanı huşu ile dinliyoruz. Caminin alt katında helal gıda ürünleri satılan dükkânda var. Cami kütüphanesi ile birlikte bir külliye şeklinde. Moskova’da yaşayan Müslümanlar camiye sadece ibadet yapmak için değil, birbirleri ile görüşmek üzere de geliyorlar. Camide ibadet yapan hanım doktorla da söyleşi yapıyoruz.

Moskova’daki gezimizi tamamlayarak Rus Çar İmparatorluğu’na başkentlik yapan St. Petersburg’a şehrine gitmek üzere Moskova Hava Alanı’na doğru yola çıkıyoruz.  Moskova hava Limanı’nda  Senpetersburg’a  gidecek uçağı beklerken Rus Çarlığı ve  Senpetersburg’la ilgili  tarihi bilgileri gözden  geçirip okuyorum.

Rusya Çarlığı  (1547 – 1721)

1600 yılındaki sınırlar;

Başkent     :       Moskova

                           Alexandrova Sloboda (1564–1581)

                           St. Petersburg (1712–1721)

Resmi dili : Rusça

Dini           : Rus Ortodoks Kilisesi

Yönetim    : Monarşi

Çar            :       – 1547–1584 IV. İvan

– 1682–1721 I. Petro

Tarih         : – Kuruluş tarihi 1547

  – Yıkılış tarihi 1721

Rusya Çarlığı, 1547 yılında Korkunç İvan’ın Çar ünvanı almasıyla başlayan ve 1721’de Çar I. Petro’nun Rusya İmparatorluğu’nu kurmasıyla son bulan Rus devletinin resmi  adıdır. Çarlıktan önce bu topraklarda Moskova Knezliği egemen olduğu için çarlık Batı Avrupa dillerinde Moskova olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca Rusça ve Türkçe kaynaklarda da Moskova Çarlığı olarak bilinir.

Köken; 16. yüzyılda, azalan Moğol ve Altın Orda baskılarıyla birlikte Moskova Knezliği bölge üzerindeki etkisini arttırmış, ve III. Ivan’ın son Bizans İmparator’unun kızı ile evlenmesi ile de Bizans’ın varisi olduğunu ilan etmiştir. Aristokratlar, olaydan sonra yönetimde Bizans geleneklerini sürdürmüşler. İstanbul’un Fethinin ardından bütün Ortodoks kiliselerinin başı sayılan Rus Ortodoks Kilisesi’nin Rusya’nın Roma ve Bizans İmparatorlukları’ndan sonra Üçüncü Roma olacağına dair kehaneti de Moskova Prensliği’nin bölgedeki Ortodokslar üzerindeki etkinliğinin artmasını sağlamıştır.

Korkunç İvan’ın 1547’de resmen Rus Ortodoks Kilisesi tarafından Çar ilan edilmesi ile Rusya Çarlığı kuruldu. Korkunç Ivan, Kazan Hanlığı ile yıllardır devam eden savaşları 1552 yılında başkent Kazan’ı alarak sonlandırdı. Daha sonra Astrahan Hanlığı’nı da ele geçiren Rusya’nın sınırları Orta Asya’ya dayanmış oldu.

Rus Çarlığının Başkenti Sankt Petersburg…

St. Petersburg  Moskova’nın 715 km kuzeybatısında bulunan, Rusya’nın 2., Avrupa’nın 4. büyük şehridir.Kültürel merkez oluşunun yanı sıra zarif binalarıyla da bilinir. Baltık Denizi kıyısında Neva Nehri üzerindeki 42 ada üzerine yayılmıştır. Çar Büyük Petro tarafından 16 Mayıs 1703’te Rus Çarlığı’nın Avrupa’ya açılan kapısı olması amacıyla kurulan şehir, 200 yıl Rus Çarlığı’nın başkentliğini yapmış ve (1914–1924) yılları arasında yani Rus İç Savaşı sırasında Petrograd, (1924–1991) yılları arasında yani Sovyetler Birliği döneminde Leningrad olarak anılmıştır. 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından başa gelen yeni yönetim şehrin ismini yeniden Sankt Petersburg olarak değiştirmiştir. Şehir, Almanlar tarafından 30 Ağustos 1941 tarihinde kuşatılmış ve 900 gün kuşatma altında kalmıştır.

Bir Doğu şehri sayılan Moskova’nın aksine Sankt Petersburg, 5 milyonluk nüfusuyla daha Avrupaidir ve kuruluş amacı olan “Avrupa’ya açılan kapı” olma amacını gerçekleştirmiştir. Ayrıca bir rivayete göre kurulduğu zaman Venedik ve Roma’nın bir sentezi olarak düşünülmüştür. Geniş bulvarları, dingin suları, köprüleri ve çarlık mimarisinin bazı örnekleri, şehrin kuzeyin Venedik’i olarak anılmasına sebep olmuştur. Şehirdeki ünlü Hermitage Müzesi çarların geniş özel sanat koleksiyonlarına ev sahipliği yapar ve dünyanın en büyük müzelerinden biridir. Ayrıca Dostoyevski, Puşkin, Anna Akhmatova ve Rimsky-Korsakov’un evleri de müze olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin romanları Suç ve Ceza ve Ezilenler de bu şehirde geçer.

Sankt Petersburg’da belgesel çekiyoruz

St. Petersburg’a Rusya’nın ikinci büyük şehri ve Çar İmparatorluğu’na başkentlik yapmış tarihi bir bölge.Moskova havalimanından Rus hava yollarına ait uçukla fırtınalı ve yağmurlu bir havada 12 Temmuz 2012 tarihinde St. Petersburg’a gitmek üzere yola çıkıyoruz. Akşam geç vakitlerde St. Petersburg’dayız. Akşam dedimse sakın karanlık anlamayın zira her yer aydınlık. Beyaz geceler yaşıyor St. Petersburg, Sen Petersburg’ın beyaz gecelerini yaşamak üzere dünyanın birçok bölgesinden akın akın St. Petersburg’a turist geliyor ve haziran ve temmuz aylarında St. Petersburg’a gece olmuyor. Çünkü hava kararmıyor her yer aydınlık. Kış aylarının tam aksine neredeyse günün 24 saati aydınlık. Elimizde kameramız St. Petersburg caddelerindeyiz. Sankt Petersburg sular kenti, Baltık ve kuzey kutbuna yakın bir yer. Şehri 300 yıldır mimarisi değişmemiş. Taş binalar, geniş caddeler, su kanalları ve yeşil alanları ile St. Petersburg kendisine gelenlere hoşgeldin diyor. St. Petersburg bölgesinde taş ocakları yok. Bu taşlar bölgeye en yakın yerlerden taşınmış. Hatta çarlık yönetimi taş vergisi bile koymuş. Dışarıdan gelen taşlarla 300 yıl önce yapılan binalar bugün tüm ihtişamı ile ayakta.

Kazan Camii’nin taşları ile yapılan Rus Kilisesi..

St. Petersburg’daki araştırmamıza devam ediyoruz.1500’lü yıllarda korkunç İvan tarafından Tataristan’ın başkentindeki Kazan Hanlığı yıkılıp işgal edilince dillere destan Kazan Camii, İvan tarafından söktürülür taşları St. Petersburg’a götürülür ve Kazan Cami’nin taşları ile yapılan St. Petersburg’a tarihi kilise katedraline gidiyoruz. Geniş bir alana üzerine yapılan binanın bahçesinde sembolik olarak turistlere hoş geldin diyen Rus Çarı ve ÇAriçesi geleneksel kıyafetleri ile bize hoş geldin diyor. Biz de fırsatı değerlendirerek, yıllarca Osmanlı çarlık mücadelesi vermiş, tarih boyu bir çok savaşın başlamasına imza atmış çar ve çariçenin sembol de olsa  yanına gidiyor ve tarihi söyleşide bulunuyoruz.

Kazan’ın o muhteşem camisinden sökülen o muhteşem taşlar ile yapılan St. Petersburg Kilisesi’nin içindeyiz. Turistlerin yanında Ortodokslar ibadetlerini yapıp, ayinlerini yapıyorlar. Gençler ihtiyarlar çocuklar kiliseyi doldurmuşlar. Kilisenin tarihi ile ilgili bir DVD satın alıyoruz. Kilise içinde çekim yapmamız görevliler tarafından engelleniyor. Kiliseden çıkarak St. Petersburg’daki bir başka bölgeye gidiyoruz.

Rus tarihi için önemli olan ve Stalin’in Bolşevik İhtilali’ni planlayıp gerçekleştirdiği önemli bir yer burası.

Bolşevik ihtilalilinin planlandığı gemideyiz

Rusya’daki 1917 Ekim devrimi çok önemli dünya siyasetine etkileyen Lenin’in başa geçtiği ve tarihe Bolşevik devrimi olarak geçen halk ihtilali tipik bir Rus gemisinde gerçekleşir St. Petersburg’lu bir grup işçi ve genç nehirde gemiye binerler çarın St. Petersburg’daki sarayı önünde slogan atmaya başlarlar. Çar isteseydi bu gemiyi bir grup askeride batırtabilirdir ama o öyle yapmaz gemideki bir grup işçi ve gence teslim olur.Bolşevik İhtilalı gerçekleşir ve Lenin Sovyet lideri olarak tarih sahnesine çıkar. Dünya devletler ve siyasi tarihi açısından önemli olan geminin bulunduğu yerlerde bölgesel çekimleri yapıyoruz ancak gemiye girmemize izin vermiyorlar. Biz de geminin dışarıdan çekimlerini yaparak St. Petersburg’daki gezimize devam ediyoruz.

St. Petersburg’daki gezimizin son durağı bu tarihi şehirde Müslümanların kalbinin attığı Tatar Camii. St. Petersburg’un Tatar Camii tipik mimarisi, turkuaz çinileri, muhteşem kapı girişi ile bize hoş geldin dercesine bağrını açıyor. Muhteşem minareleri ile bizi kendine çekip hayran bırakıyor. Firusa renkli çiniler, muhteşem kubbe, minare ve kapı girişinin ihtişamı göz ve gönül ziyafeti sunuyor. Ihlamur ağaçları altında bir tabloyu andıran camii St. Petersburg’daki Müslümanların manevi merkezi cami içinde çekim yapmamıza izin vermiyorlar ancak biz, güçlükle cami içinde çekim yaparak tarihe not düşüp zamana noterlik yapıyoruz.

Rusya’da İslam Medeniyeti’nin muhteşem bir geçmişi var. Ruslar ordodoks Hıristiyanlığı kabul etmeden 66 yıl önce İslam medeniyeti bu coğrafyalı şereflendirmişti. Müslümanlar Tataristan’da 1123 yıl önce İslam medeniyeti ile şereflenmelerinin yıl dönümü anısına 10 Haziran 2012 yılında Tataristan’ın İdil Nehri boylarında idil Bulgar Türk İslam devletinin muhteşem geçmişini anmak üzere toplanmışlardı. Biz Devri Alem ve Belgesel Yayıncılık olmak üzere bu ihtişamlı merasime katılıp, belgesel çekimleri yapmıştık.

İsterseniz sizleri geçmişte komünizm ve sosyalizmin başkenti olan Moskova’dan İslam medeniyetinin muhteşem geçmişi olan idil Bulgar Türk İslam devletinin kurulduğu Tataristan’a götürelim. Devri Alem Belgesel TV kameralarını şimdi de Tataristan’ın başkenti Kazan a çeviriyoruz. Tataristan halk olarak İslamiyet’e girişinin 1123 yılı ve devlet olarak İslami kabul edişlerinin 1099 yılı törenlerine katılmak üzere Moskova’dan Tataristan ın başkenti Kazan a gitmek için hazırlık yaparken  Rusya’da İslam medeniyeti ile ilgili  basında yer alan  bazı  haberleri  sizlerle paylaşıyorum.

Rusya’da  İslam Medeniyeti Haberleri

Rusya’da dünyanın en büyük Kur’an-ı Kerim’i 13 saatte hatmedildi.

Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan Kul Şerif Camii’nde bulunan dünyanın en büyük Kur’an-ı Kerim’i 13 saat süren tilavetle hatmedildi.

İslamiyet’i kabul eden ilk Türk topluluk olarak bilinen Tatarların dedeleri Volga Bulgar’larının 21 Mayıs’ta düzenleyecekleri tören öncesi dev Kur’an 10 hafız tarafından 13 saat boyunca okundu. Törende Kazan Müslümanları ve Rusya’nın farklı bölgelerinden gelen inananlar büyük ilgi gösterdi.

Kur’an okuma töreni Kazan Müftüsü Mahmut Şerafeddinov’un Fatiha suresini okuması ile başladı. Her hafız da üçer cüz okuyarak hatmi tamamladı.

Kul Şerif Camii’inde sergilenen dünyanın en büyük Kur’an-ı Kerim’i Guinness Dünya Rekorlar kitabına girmişti.

Altın, gümüş, yakut ve değerli taşlarla süslü kabı olan Kur’an-ı Kerim 150 cm. eninde ve 200 cm.’de boyunda. Toplam 800 kilogram ağırlığı olan Kur’an-ı Kerim Scotland’a üretilmiş ve Kasım ayında da Kul Şerif camiine getirilmişti.

Bulgar Tatar’larının İslamiyet’i 922 yılında kabul etmelerinin anısına düzenlenecek törenler için hazırlanan Kur’an, Kul Şerif Camii’nde ziyaretçi akınına uğruyor. Kur’an-ı Kerim’in birkaç hafta içinde Bolgar kentinde özel inşa edilen müzeye taşınması planlanıyor.

Dünyanın en büyük Kur’an-ı tek ve sanatsal özelliklerinin bulunması nedeni ile de Rusya Kültür Bakanlığı tarafından kültürel miras listesine alındı.

Rus lider Medvedev Müftülerle buluştu:

“Rusya’da 4 yılda 320 cami inşa edildi”

Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev, Başkırdistan Cumhuriyeti’nin başkenti Ufa’da Merkez Camii’ni ziyaret etti. Ayakkabılarını çıkarıp camiinin içine giren Rusya lideri, Rusya Müslümanları Merkezi Müftüsü Talgat Taceddin’den bilgi aldı. Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin ve diğer bölge müftüleri ile bir topalntı gerçekleştiren Medvedev, Rusya Müslümanlarının sorunlarını dinledi. Rusya lideri, Sovyetlerin yıkılmasının ardından Müslüman toplumun din eğitim kurumları ve camiler inşa etmesinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

Rusya’nın çok dinli ve çok milletli yapısına dikat çeken Medvedev, Rusya’nın geleceği olan çocukların manevi ve ahlaki açıdan eğitimlerinin önemine vurgu yaptı. Rusya’da Müslüman toplumun aktif olduğuna değinen Medvedev önemli bilgiler verdi: “1990’lı yılların başında Rusya’da 90 cami vardı. Dini eğitim veren hiç okul yoktu. Şimdi ise 7 binin üzerinde cami var. 96 Müslüman din adamı yetiştiren kurum ve 7 üniversite var. Sadece son dört yılda 320 yeni cami inşa edildi. Çalışmalar her yerde. Rusya’nın merkezinde. Çeçenistan, Dağıstan, Tataristan ve diğer Kafkas Cumhuriyetlerinde. Kabardina-Balkar ve İnguşetya’da yeni kurumlar inşa ediliyor.”

Rusya Müslümanlarının hac ibadetine de büyük ilgi duyduklarını ifade eden Medvedev, bu yıl 22 bin 500 vatandaşın bu ibadetini yerine getirdiğini, bunun çoğunluğu Müslüman olan bir çok ülkeden daha yüksek olduğunu kaydetti.

Rusya’da geleneksel İslam’ın gelişmesi, radikal ve aşırılıkçı unsurlara karşı olması gerektiğini kaydeden Medvedev, “Dini bilgisizlik iki kat daha tehlikeli. Bu sadece fikirde değil, aksiyonda da yanlış yönelimlere neden olabiliyor. Suç örgütleri kendi eylemlerinde dini sloganlar kullanıyor. Kafkaslarda aşırılıkçı eylemlere karşı olan din adamlarının öldürüldüğünü görüyoruz. Bu da din adamlarının doğru dinle çarpıtılmış olan arasında ayrım yapmalarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.” dedi.

Okullarda 21 ayrı bölgede seçmeli olarak din eğitiminin başladığını, gelecekte bu çalışmaların tüm Rusya geneline yaygınlaştırılacağını kaydeden Medvedev, İslami yayınlar için de bütçeden 1 milyar ruble (33 milyon dolar) ayrıldığını hatırlattı.

Moskova Merkez Camii yıkıldı, inşaat genişliyor

Rusya’nın başkenti Moskova’da bulunan tarihi Merkez Camii yıkılarak inşaatı devam eden yeni camiini alanı genişletildi. Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin’in izni ile temel ve çatı kısmı sorunlu olan caminin alanı da Rusya Müftüler Konseyi’ne devredildi. Böylece inşaat için ek süre alınan Merkez Camii külliyesinde çalışmalar yeniden başladı.

Uzun süredir inşaatı devam eden camiinin yaklaşık 120 milyon dolara mal olması bekleniyor. Açık ve kapalı alanda toplam 12 bin kişinin namaz kalabileceği caminin iç süslemelerini Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı üstlendi. Özellikle Cuma ve bayram namazlarında cemaatin ihtiyacını karşılaması mümkün olmayan küçük tarihi cami 1904’de ilk olarak inşa edilmişti. Yeni camide tarihi alanın da restore edilerek korunması planlanıyor.

Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin Eski Camii’nin mevcut hali ile korumanın mümkün olmadığına işaret ederek, sağlam olmayan malzemeden yapılan eski camiinin yenilenmeye ihtiyacı olduğunu söyledi.

Tarihi camiinin yıkılmasına karşı çıkanlar ise, onarılmasının mümkün olduğunu savunuyor. Rusya Merkez Müftüsü Talget Taceddin’in de Moskova Belediye Başkanı Ravil Gaynuddin’e bir mektup yazarak camiinin yıkılmasını engellemesini istediği iddia edildi.

Merkez Camii 2008’de şehir tarihi miras listesine alınmış, geçen yıl da Rusya Müftüler Konseyi’nin talebi üzerine çıkarılmıştı.

Vedomosti Gazetesi, Paris’te 75, Berlin’de 80 camii bulunurken, 2 milyon Müslüman’ın yaşadığı Moskova’da toplam 4 caminin bulunmasının yetersiz olduğuna dikkat çekti. Müslüman toplumun başkentte yeni camii inşaatı ile ilgili taleplerine ise henüz olumlu cevap alınabilmiş değil. Tekstilşiki bölgesinde planlanan yeni camiye yerel halktan gelen tepki üzerine belediye izin vermemişti.

Rusya’da “Üsküdar Camii” ibadete açıldı

Rusya’ya bağlı Mordovya Cumhuriyeti’nde İstanbul Üsküdar Müftülüğü’nün katkılarıyla inşa edilen Üsküdar Merkez Camii ibadete açıldı. Çinileri Kütahya’dan, halıları Manisa’dan ve avizeleri Ankara’dan gelen 600 kişinin ibadet edebileceği caminin masraflarının önemli bir kısmını Üsküdar Müftülüğü üstlendi.

Mordova’nın başkenti Saransk’ta düzenlenen açılış töreninde konuşan Mordovya Cumhuriyeti Başkanı Nikolay Merkuşkin, caminin açılmasında emeği geçenlere şükranlarını sunarak, “Geleneksel dinler maneviyatın, dinin ve ahlakın gelişmesinde, doğmasında çok önemli rol oynuyor. Üsküdar camisi sembolik olarak komşu sokakta bulunan Kazan kilisesine çok yakın. Bunun anlamı şu: Cumhuriyetimizde yaşayan halklar dostluk, uyum, karşılıklı anlayış, barış ve huzur içinde yaşıyor.  Caminin açılışı sadece Mordovya için değil, tüm Rusya için önemli olay.” dedi.

Rusya’da çeşitli ırk ve din temsilcilerinin yüzyıllardır birlikte yaşadıklarına vurgu yapan Merkuşkin, son yıllarda Mordovya’da 40’tan fazla cami açıldığını, bunun da yönetimin Müslüman geleneklerine olan saygısının bir işareti olarak görülmesini istedi. Konuşmanın ardından Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi Başkanı Talgat Taceddin, Mordova Başkanı Merkuşkin’e Rusça mealli Kur’an-ı Kerim hediye etti.

Törene Türkiye Moskova Büyükelçiliği Din Müşaviri Fahri Sağlık, Mordova Müftüsü Zyaki Ayzatullin, İstanbul Üsküdar Müftüsü Mehmet Gök ve Türkiye’den gelen heyet katıldı. Binden fazla inanın katılımı ile gerçekleşen törene çevre illerin müftüleri ve din adamları da iştirak etti. Cami inşasına katkılarından dolayı Üsküdar Müftüsü’ne teşekkür eden Mordova lideri Merkuşkin, Türk heyete çeşitli hediyeler verdi.

Mordova Müftülüğü iki yıl önce İstanbul Üsküdar Müftülüğü ile “Kardeş Şehir” anlaşması yapmıştı. Yaklaşık 90 bin Müslüman nüfusun yaşadığı Mordova’da 60’ın üzerinde camii bulunuyor. 2010’da temeli atılan cami kısa sürede tamamlanarak ibadete açılırken, birkaç ay içinde cami yanında bir Kur’an Kursu’nun inşasına da başlanacağı kaydedildi.

Cihan Haber Ajansı’na Üsküdar Cami açılışı ile ilgili bilgi veren Türkiye Moskova Büyükelçiliği Din Müşaviri Sağlık, Türkiye ve Rusya müftülükleri arasında işbirliklerinin süreceğini, gelen talepler doğrultusunda adımların atılacağını söyledi. Bölge halkının da kendilerini çok iyi karşıladıklarına vurgu yapan Sağlık, “Mordovya Cumhuriyeti Başkanı Merkuşkin, Rusya Müslümanları Merkezi Dini İdaresi Başkanı Taceddin ve yerel dini makamlarla ikili görüşmeler de gerçekleştirdik.” dedi. (Kaynak: Cihan Haber  Ajansı)